24.04.2011

İlk Kitaplar

"İlk kitabımı yazıyorum. Ama daha, bilmiyorum da bir taraftan, kitap yazdığımı da bilmiyorum, bir şeyler yazıyorum. Büyükbabamdan kalan şeydeyim, balıkçı barakası gibi bir şey. Büyükbabamın ofisiydi ama bu, öyle bir baraka yapmıştı kendine, küçük, garaj gibi şeyi olan bir de büyük bir odası ve büyük bir şomineden çok odanın küçük duvarını kaplayan bir ocağı olan. Bir tane ranzası, bir tane masası, dört tane sandalyesi, iki tane berjeri, küçük bir kütüphanesi, küçük bir açık Amerikan mutfağı, banyosu, tuvaleti, olan, küçük bir hobi odası, onun yanında da küçük bir karanlık odası, onun yanında da küçük bir marangoz atölyesi gibi bir bölümü olan küçük bir balıkçı kulübesinde yaşıyorum. Okula devam etmeyeceğim dedim, yani bitirmek istemiyorum dedim, niye dedi babam, iki tane bitirdim zaten baba dedim ya. Yeter dedim ya, kaç yaşına kadar, kaç yaşına kadar devam edecek bu dedim, yani hayata atılmak, hayatın içerisine girmek istiyorum dedim. Kalk dedi ya bu masadan. Kalktım. Ondan sonra, anneme gittim, anne böyle dedi dedim, annem gitti, kalk masadan dedi, babama, babam kalktı masadan. Baba ya dedim gidip bir şeyler içelim dedim, sen de şeysin, ben de şeyim dedim. Nereye gidelim, nereye gidelim diye düşünürken. Dedemin şeyine gidelim dedi kulübesine gidelim dedi orada küçük bir de mahzen var aşağıda. Dedim yapma böyle. Orada dertleşiriz oğlum dedi erkek erkeğe. Neyse oturduk dedemin kulübesinde. Sanıyorum bir şatofinyon, 62 çıkarttı. Dedim bunu içmeyelim dedim, niye dedim. Beş tane kalmış dedim. Öyle, beş tane kalmış, gün olur birisi gelir çıkartman gerekir bulamazsın mahçup olursun. Dedim 64 çıkart, 63 çıkart, 12 tane var, ama diğerinden az kalmış. Neyse bir tane 64 çıkarttı, açtı. İçiyoruz. Dedim baba okulu bırakıcam ben, niye dedi. Yeter dedim ya iki tane bitirdim artık hayata atılmak istiyorum, hayatın içine girmek istiyorum, hayatı toplamak istiyorum, acı çekmek istiyorum belki dedim, kaldır kalkanları dedim. Kaç yaşındasın dedi. Yıl kaç dedi. 64 dedi. Yeni doğmuşum daha. Ufağım yani. Kalk bu masadan dedi. Ya baba dur dedim ya bırak dedim ya kadınlarla tanışayım,insanlarla tanışayım dedim, bırak bir kaç kadın terbiye etsin beni acı çekeyim baba dedim yani .Kalk bu masadan dedi, kalkmıyorum dedim isyan ediyorum ben de 68 ruhu var dedim. Komünist dedi bana. Sensin lan komünist ne komünisti ya. Ya Hindi eti mevhumu yokken bamyanın içine hindi eti koyduran zihniyetsin dedim, git buradan dedim ya. Çok ağrına gitti, bamya meselesi yani. Neyse kalktı eve döndü, ben isyan ettim ben de 68 ruhu var imkansızı istiyorum dedim. O zaman bir kadın gelip beni terkedene kadar burada kalacağım dedim. Gerekirse balık zehirlenmesinden öleceğim dedim. Gerekirse. Neyse günler günleri kovaladı, çok alabalık vardı kırmızısı, beyazı, pulsuzu, pullusu, büyüğü, küçüğü. E alabalık istatistiği tutayım dedim o bölgede. İstatistik üzerine çalışmalarıma başladım, bu arada nasıl canım anarşi çekiyor, nasıl anarşi çekiyor. Montana'nın ortasında, hayattan uzak, insanlardan uzak, kadınlardan uzak. Alabalıklar, çam ağaçları, öyle yani, dedim bari bir kitap yazayım alabalıkla bitsin. İlk kitabım öyle şey oldu benim işte..."

Hiç yorum yok: