27.01.2009

Acıma

Geçen gün eve dönerken çiçekçilerde satılan çiçeklerin alındığı zaman bir süre suya konulup öldüklerini fark ettim.

Ayrıca satılmayanlarında atıldığını.

İki üç tane genç çocuk bizim caddenin köpeğiyle uğraşıyordu, hayvanın üzerine koşup korkutup korkutup duruyorlardı.

Yanlarına gittim ve bağırdım, biraz laf kavgasından sonra rahat bıraktılar hayvanı.

Bundan 2-3 ay önce İpekle yürürken mahallenin delisi olan adamı rahatsız eden 2 tane eşşek kadar adam vardı, yanlarına gelmiş dalga geçiyorlardı.

İpek engellediği için yanlarına gidip birşey yapamadım,zira herifler babam yaşındaydı.

Sonra buna üzülmediğimi farkettim, insanların başına gelen hiçbirşeye üzülmüyorum, çocuklar hariç.

Tekrar 2 ay önce okulun kedisinin sürüne sürüne bizim bölüme geldiğini gördük,birisi hayvanın karnını neşterle delmiş,organları dışarıda bir halde geziyordu hayvan,hemen bölümün ilk yardım çantasını kapıp açık kısmı gazlı bezle toparladık ve bir veterinere götürdük,kurtuldu kedi.

Geçen ay camımızın önünde uyuyan kediye yemek vermeye başladık, sonra kedinin hamile olduğunu farkedip içeri aldık, doğuralı 3 hafta falan oluyor, yavruların durumu iyi, evde 5 tane kedi var şu an.

Hayvanlara zarar veren insanlardan sanırım insanlara zarar veren insanlardan daha çok tiksiniyorum.

15.01.2009

Özgürlük

Finaller bitti.


3 Hafta tatilim var.


Bol sabahlamalı,PS2li,MMORPG'li,cips kola ve geç vakitte ısmarlanan pizzalı günler başlayacak haftasonundan sonra.


Oh be.

11.01.2009

Aile

Cumartesi benim için özel bir gündü.

Dün yorgunluğum yüzünden yazamadım fakat Cumartesi günü gerçekten çok özel bir gündü.

Çok fazla görüşmediğim benden 3 yaş küçük kuzenime bilgisayar seçmek için Kadıköy'e inmiştim, kuzenle işi hallettikten sonra Heybeliada'ya gitmeye karar verdik. Ben pek aile insanı değilimdir, söz konusu olan ailevi görüşmelerse gitmemeyi tercih ederim. Fakat 17 yaşına gelmiş olan kuzenimle önceleri anlaşamazdık yaş farkı yüzünden,lakin bu sefer birşeyler değişmişti.


Öncelikle iki sene önceki 15 yaşındaki çocuk büyümüş koca adam olmuş, sakalları çıkmış hafiften,boyu benden uzun.

Ailesiyle ilgili ciddi sorunları var, maddiyatla ilgili ciddi sorunları var, adadaki evimizde babaannemlerle birlikte yaşamak durumunda bu sebeple.

Hiç arkadaşı yok,2 senedir lisede akla karayı seçmiş. Müzik zevki olarak Pink Floyd,Kitaro gibi kaliteli gruplar ve müzisyenler dinliyor, ben onu bıraktığımda hiç bunlar yoktu.

Kitap okuyormuş bolca, internette çok az vakit geçiriyor yaşıtlarının aksine,bolca tek başına ormanda geziyor bisiklete biniyor boş vakitlerinde.

Ben bütün bunları yeni öğrendim.

Onunla o gün vapurda poğaça yiyip çay içtik ve ailevi sorunlarından konuştuk,üniversiteden konuştuk,kızlardan konuştuk.

Ada'ya vardığımızda ben eski günlerdeki gibi Büyük Tur (adanın etrafında dolaşmak) yapmak istiyordum fakat o Domuz Tepesine uğrayıp orada biraz içip öyle tur yapmak istiyordu.

Param yoktu, bütün içkileri ve çerezleri o ödedi.

Domuz Tepesine konuşa konuşa vardık, ana yolun solundaki kimsenin görmediği çamur patikayı yarım saat boyunca izlediğimizde Heybeli'nin en yüksek bölümü olan Domuz Tepesindeydik.Saatlerce orada oturup denize ve adaları izledik,dört kutu bira içtik,hayattan konuştuk.

Çöpleri yere attığımda onları torbada toplamamız gerektiğini söyledi.

Sigaramı yere attığımda ormanı yakabileceğimi, sigaramı söndürüp torbaya atmamı istedi.

Kuzenim iyi kalpli ve dürüst bir adam olma yolunda gidiyor,umarım hep böyle kalır.

Benim için unutulmayacak bir anıydı bu,resmen geçmişimden birşey değişmiş olarak pat diye önüme geldi ve beni çok mutlu etti. Bundan sonra sözleştik daha sık görüşeceğiz, hem bunu sağlamak için Domuz Kaya'sının altına bir kutu bira sakladık,bir dahaki geldiğimizde oradaydık diyebilmek için.

Aile insanı değilim fakat kuzenimi çok sevdim.

Ve birşeyi farkettim ben.

O kadar zamandır sadece kendimi düşünüyordum ki, birisine örnek olabileceğimi,birisine hayattaki yanlışları anlatıp ona düzgün şeyler gösterebileceğimi asla hayal etmemiştim.

Fakat kuzenimin beni örnek alması ve bana her konuda sorular sorması bunu fark etmemi sağladı.

Ona abilik yapabilirim, onun benim yanlışlarımı yapmamasını sağlayabilirim.

Benim o yaşlarda yanımda kimse yoktu, fakat ben onun yanında olabilirim.

Bu haftaiçinden sonra tatile giriyorum sonunda, her ne kadar iki bütünlemeye girmem gereksede sanırım bir ada ziyareti daha yapmayı düşünüyorum.

Evet sanırım yapacağım.

9.01.2009

Değişim

Hissedebiliyordum.

Soğukta yürürken İstanbul yüzeyinde kalmış anılarımdan oluşan eski acılar. Yaşadığım şeyler, maceralarım, yavaş yavaş yazılan kişisel tarihim.
Hayatıma giren bir sürü insan,hayatımdan çıkan bir sürü insan, hayatıma soktuğum bir sürü insan, hayatımdan çıkardığım bir sürü insan, bir sürü işe yaramayan sosyal linkler.

Yavaş yavaş gökyüzüne baktığımda senelerin geçmesiyle kimi zaman hatırlayamamaktan, kimi zaman kasti olarak değiştirdiğim. Uykusuz gecelerle birlikte anılardan çok kabusa dönüşen eski günler.

"Geçmişimize güzel kıyafetler giydirip onları sunarız" demişti bana çok saygı duyduğum, hayatımda "Akıl Hocam" diyebileceğim tek kişi. Doğru söylemişti sanırım.

Bir süre sonra işime gelmediğinden değiştirdiğim geçmişim şimdi ise nasıl bir yöne gittiğini bilemediğim puslu geleceğim. Her zaman ne yapmak istediğimden o kadar emindim ki asla geriye dönüp pişmanlıklarıma bakmadım, çünkü onlara sahip olmadığımı sandım. Fakat şimdi kendi yarattığım, mükemmelleştirmek için yıllarımı verdiğim o insaları tek bakışta anlayabilme yeteneğimi kaybediyorum hızlı bir şekilde.
Süreç gerçekten hızlı işliyor,dün bir kişiyken bugün üç kişiyi daha analiz edemedim. O bildik "Bu kişi şudur ve şöyle hissediyor dikkatli olmalısın" diyen his artık sanki hafif bir rüzgar gibi geliyor ve onu hissedemiyorum bile.

Bütün bunların sebebi içimdeki "diğer yarımın" yok olmuş olması, yada bastırılmış.

Eskiden sinirlendiğimde,üzüldüğümde onu vahşi bir hayvanı kafesinden salar gibi salardım ve düşmanlarımı bir bir yoketmesine izin verirdim, planlar yapardı ve bunlara benim kafa yormam gerekmezdi.

Şimdi ise bomboş odamda oturuyorum ve düşünüyorum.

Acaba neden böyle oldu?

Neden beni hep kollayan öteki tarafım artık su yüzüne çıkmıyor, hissettirmiyor kendisini, bana o bildik güven duygusunu sağlamıyor. Tek hissettiğim insanların karşısında çaresizlik,güvensizlik,iki eli bir pabuca girme durumu.


O kadar çok güvenmişim ki bu yetime, o kadar çok kullanmışım ki bunu, bir gün gittiğinde ne bok yiyeceğimi asla düşünmemiştim.

Artık kendimi "özel" hissedemiyorum.

Artık senaryonun ana karakteri değil gibiyim.

Artık canım dışarı çıkıp "ben buradayım!" demek istemiyor.

Tek istediğim şey odamda yalnız başıma sonsuza kadar kalmak.

Güvenli dört duvarım arasında uzun ve yalnız günler istiyorum.

Çoğu zamanda ölmek istiyorum.

Yaşamın kıyısında bütün insanlarla beraber birşeyi beklemek, hepsinin iğrençliklerini, riyakarlıklarını,iki yüzlülüklerini görmemek, sadece saf ve temiz bir varlık olarak bu dünyayı terketmek.

O kadar çok istiyorum ki bunu, o kadar çok geçmek istiyorum ki sahnenin arkasına.

Bir keresinde o tadı almıştım, ölümün verdiği rahatlık, ruhumun hafifleyişi ve mutlak son.

Ama hayır...geri döndüm...

Ölmeme bile izin verilmedi, geri döndüm hiçbirşey olmamış gibi.

O günden sonra hayat enteresan bir hal almıştı aslında, öldüğüm günden beri...

Yeni insanları tanımlama yeteneğim, hayatı yaşanılır kılan açıklayamadığım olaylar,gördüğüm enteresan rüyalar ve kabuslar, tek başımayken "onunla" konuşmalarım.

O kadar özeldim ki,diğer insanların yalan söylediklerini anlayabiliyordum,bana kimse yalan söyleyemiyordu, anlıyordum! anlıyordum!

Fakat 2009 senesi ile birlikte sıfıra geri döndüm. Eskisi gibi boş bir adamım, diğer insanlardan hiçbir farkım yok,monoton,mazbut bir hayat...

Yaşadığımı hissedemiyorum,diğer insanların düşünceleri tarafından tecavüze uğradığını hissediyorum ruhumun. Eskiden bunun için korunma yöntemlerim vardı, fakat artık insanların delici bakışları ruhumu görebiliyor sanki, bu o kadar korkunç ve savunmasız hissetmeme sebep oluyorki...

Tek istediğim şey sadece bir kere daha, sadece bir kere daha oraya gitmeme izin verilmesi...

Fakat tekrar o kör edici silüetleri ve renksiz ışıkları görmekten korkuyorum, bu sefer oradan çıkamamaktan korkuyorum.

Kışla birlikte bütün derim soyuluyor, eskiden beni etkilemeyen soğuk, artık içime işliyor, akciğerlerimi donduruyor, dilim kuruyor,parmaklarım çatırdıyor...

Ve ben her gece tekrar kendimi yaratıcıya yalvarırken buluyorum;

"Bir kez daha, son bir kez..."

7.01.2009

MGS 4

Metal Gear Solid 4


Bitmiştir.

Dünya üzerinde bunun kadar iyi bir oyun yok, olamayacakta.

5.01.2009

Finaller

Finaller yarın başlıyor.

Çalışmam gereken ve yapmam gereken onlarca şey var.

Öncelikle kendime iyi bir oyun planı kurarsam bu finallerden canlı çıkarak huzurlu bir yarı yıl tatili yaşayabilirim.

Yarın ki iki sözel sınavıma öncelikle kopya ve çalışma ile destek yapmalıyım.

Yarın sınavdan sonra hiç vakit kaybetmeden Perşembe günü teslim etmem gereken Apollo büstüne başlamalıyım, onda biraz ilerledikten sonra altı trenine binip sekizde evde olup 12'ye kadar Teknik Resim ödevimi yapmalıyım.

Çarşamba günü Alçı tesliminden sonra Apollo büstüne devam edip bitirmiş olmalıyım.

Cuma günü desen sınavına hıphızlı dosya hazırlayıp girip çıktıktan sonra Ana Atölye Heykel projesine başlamalıyım.

Haftasonuda okula gittiğim takdirde bu işi başarabilirim.

Ölmek istiyorum.

4.01.2009

The Gang

Ben aslında daha önce bir blog daha açmıştım, fakat o kadar kibirliydim ki başka insanların beni anlayamayacağını düşünüp linkini bile kimseye vermemiştim, sonrada kapatmıştım.

2009 Senesi geldi sanırım, daha önceleri benim için hep aynıydı, hiçbir değişiklik olmazdı sadece zaman geçerdi benim için...
2008 Yılına büyük umutlarla girmemiştim ve Arhan'ın blogunda 2007 yılbaşısında yazdığı gibi sarhoştum ve elektrik direklerine tekme atıp onları söndürüyordum. Çok sinirliydim herşeye karşı, çok umutsuzdum herşeye karşı.

Uyuşturucu kullanıyordum, tek gecelik ilişkiler yaşıyordum,alkolün dibine vurmuştum,arkadaş ortamım ise gerçekten kötüydü, onlar arkadaş değil günlük takıldığım insanlardı demek daha doğru sanırım.

Asla bilemezdim 2008 Yazı benim için çok önemli olacaktı, herşeyin değiştiği bir yaz...

Ben okulu bırakmayı düşünüyordum, 2. dönem hiç okula gitmedim. Okul değiştirme umuduyla Mimar Sinan'ın sınavına girmeyi düşünüyordum bu yüzden eski resim kursumda hem ders veriyordum hemde kendimi geliştiriyordum.

İki şey benim için çok önemli oldu.

Arhan bir gün beni Evangelion izlemeye çağırdı, diğerleride geliyor dedi. Diğerleri çok samimi olduğum kişiler değildi açıkçası

Emre ile 6 sene önce bir Megaman Forumunda tanışmıştım fakat diyaloğumuz farklı bir boyuttaydı.

Can ile 5 senedir Trgamer'da beraber yazarmışız, haberim yoktu.

Ece ile hiçbir tanışıklığım yoktu.

Kuzen Mert ise bambaşka bir hikayedir.

Bunun dışında Arhan ve diğer Can zaten kardeşlerim gibiydiler.

Bu insanlarla tanışmam benim hayatımda çok şeyi değiştirdi. Onlarla harika bir yaz geçirdim, her hafta üstüste oynadığımız RP'ler,gece yediğimiz pizzalar ve izlediğimiz animeler, yaptığımız geyikler, zor zamanlarda oturup yardımlaşmalarımız hepsi benim için o kadar özeldiki...

Daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştım kimseyle, çünkü insanlara yaklaşırken hep maske takmak zorunda kalmıştım,garip buluyorlardı beni.

Onların yanında kendim gibi olabildim, maske takmadım, beni ben olarak sevdiler, bende onları öyle sevdim.

Onlar benim arkadaşlarım, onlar benim "nakama"larım.

Hepsi ayrı ayrı benim için çok önemli, yaşadığım 2008 yazını asla unutmayacağım, anılarımın yok olmasına asla izin vermeyeceğim, sabahladığımız günleri hatırlayıp hatırlayıp akşam güneşi yüzüme vurduğunda sırıtacağım.

Şimdi 2009 Yılının ilk ayındayız, ben o yazdan beri ne uyuşturucu kullandım nede sarhoş oldum, okuluma devam ediyorum ve notlarım çok yüksek,eskisi kadar siyah giyinmiyorum ve şüpheci değilim.

Ve kendimi korumak için geliştirdiğim analiz yeteneğimi, özenle oluşturduğum maskelerimi,insanları kolay kırabilme özelliğimi yavaş yavaş kaybediyorum.

Artık o eski yalnız olduğum hissiyatını zerre hissetmiyorum, benim arkadaşlarım var, benim her zaman yanımda olacak kişiler var ve ben her türlü zorluğu onlarla aşabilirim.

Ve onlarla daha pek çok yapacağımız şeyler var, yeni RPler olsun yeni izlenecek animeler olsun yaşanacak koca yazlar ve tatiller var.

İyiki varsın Gang

İyiki o gün Evangelion izlemişiz...


İki şey demiştim, o ikinci şeyde beni kökten değiştiren bir kişiydi,6 aydır değiştirmeye devam ediyor,çok seviyorum onuda...