18.11.2009

Benden sonra sen

savaş isteyenlerden farkımı anlatacağım
küçük bir kuyudayım
nasıl olsa çıkacağım
verilen, hep son nefesti
(bu)yapabileceklerimden.
hepimiz ayrı tarafta.
görünen ve görünmeyen.
el altından çok şey geçti.
yenilen ve yenebilen.
karanlıktan korkmayanlar için
ele gelebilen.

17.11.2009

Arayış

Kendime geldiğimde bir bankta yatıyordum, neler olduğunu bilmiyordum, soğuktu.

Vücudumun ağrıdığını hissettim, ayağa zar zor kalktım ve bir süre vücudumu umursamadan yürüdüm, bulunduğum yer bomboş bir koruydu, hava buz gibiydi ve üşümeye başlamıştım, hafiften yağmur atıştırıyordu.

Toprak kokusu çok keskin bir şekilde burnuma geliyordu, eğer daha iyi bir durumda olsaydım bu hoşuma gidecekti, fakat bu şekilde çekilmez geliyordu.

Üzerimde çok eski bir deri palto vardı, onun altında ise basit bir şort, ayaklarım ise çıplaktı. Yağmurun altında yürürken sol kolumdan bir sıcaklık gelmeye başladı, göz attığımda kolum baştan sona yarılmış ve ne kadar süre yattıysam deri kendi kendine kaynamıştı, fakat hareket ettiğim için yara tekrar açılmıştı ve oluk oluk sıcak kan akıyordu soğuk toprağa.

"Kahretsin" diye fısıldadım dişlerimi sıkarak.

Yapabileceğim birşey yoktu, kolumu tutarak yola devam ettim, bir kasaba veya bir yerleşim birimi bulabilirsem kendimi kurtarabilirdim.

Soğuk hava başımı ağrıtmaya başlamıştı, sinir uçlarım uyuşmuş olmalıydı ayaklarım bastığım yeri hissetmiyordu, her yerim uyuşmuştu ve artık tek istediğim uyumaktı.

Ağzımdan sıcak kanın geldiğini hatırlıyorum, kanın metalik ve o bildik tadı (Neden kanın tadına bu kadar aşinaydım o sırada düşünmedim) üzerimde pasif bir mutluluk etkisi yaratıyordu. Yüz üstü kapaklandığımı hatırlıyorum, eğimli bir yerde düşmüş olmalıyım ki yuvarlanmaya başladım.

Önce kafamı büyük bir taşa vurdum ve kan akmaya başladı, sonra kaburgamın içine sert bir tahta parçası girdi, ciğerlerim delindiğinden bütün vücuduma oksijen nüfus etmeye başladı, acı verici bir deneyimdi. En son kafama aldığım darbe ve yüzlerce çiziği umursamayarak ağzımdan gelen kanlarla bilincimi kaybetmiştim.

İki hafta sonra gözlerimi tekrar açtığımda aynı alanda yatıyordum, zayıflamıştım fakat hala yaşıyordum, ölmek benim için mucize olurdu.

Beni neyin hayatta tuttuğuna dair bir bilgim vardı elbet, diğer insanlara göre bu vücudun artıları vardı, eksileri olduğu gibi.

Ağzımdaki kanlar kurumuş ve lekeleşmişti, silmeye çalışmadım, yırtık kıyafetlerim üzerimde ayağa kalktım, eklemlerim iyileşmiş gibiydi, akciğerimdeki delik kapanmıştı ve başım ağrımıyordu, yağmur durmuştu üstelik.

Bütün bu başıma gelenler sonucunda beni hayatta tutmak ona büyük bir güç harcatmış olmalıydı, bu sebeple tartışmak istemedim, kavga edecek gücümüz yoktu ikimizinde.

Sonra ülkenin Güney kısmına doğru yolumuza devam ettik, hep beraber.