6.05.2010

Enter Archie Cane

Eğer D-Gene projesiyle ilgili bir bilgim olsaydı, önceden herhangi bir şekilde bilseydim, eminim ki dahil olmak istemezdim, çünkü tek istediğim sadece güçlü olmaktı.

Bana yetmemişti, açık konuşmak gerekirse yaşlanmamak, yorulmamak gibi artılar bana yetiyordu da artıyordu, fakat ben birde silah olmak cezbetmişti beni, Lilith Corporation elinde bir silah olmak cezbetmişti sanırım. Kendime yalan söylememeliyim, Lilith'in yanında olmak istemiştim sadece, dünya üzerindeki en cazibeli, en güzel ve en güçlü kadının yanında bulunmak istiyordum, saçma gelebilir fakat onu korumak istiyordum.

Sizi bir bakışıyla kendisine ait edebilirdi, buna karşı koyamazdınız, ilk kadından bahsediyorum, dünya üzerindeki ilk kadın, nasıl karşı koyabilirdim ki?

Zaman geçtikçe bunun "kan" olduğunu anladım tabii ki, akrabalık güçleri bile zamanla azalır, eskiden çok sevdiklerinize karşı aynı hisleri duymazsınız, bu durumda benim için farklı olmadı tabii, D-Gene projesi çöp edildikten sonra Lilith'ten beni azad etmesini istediğimde beni dinlemesini beklemiyordum, şaşırmıştım.

Tabii ki hiçbirisi karşılıksız değildi, Lilith Corp'un bana sağladığı ekipmanlar, para ve evler üzerime kalmıştı, geri vermek istediğimde ise Lilith bunlara ihtiyacım olacağını söylemişti, ben ise kabul ettim.

D-Gene projesinin sadece tek bir DNA manipülasyonu üzerine olduğunu bilseydim erken davranırdım, klonlar sonradan ortaya çıkmaya başladı, Lilith güzel bir kart oynamıştı, kaç tane kardeşimi öldürdüğümü ise hatırlamıyorum.

Bir süre sonra para, ekipman ve geri kalan her şey zamanla birlikte eriyip gitti, sadece beş yıl boyunca benim güçlerime sahip ve bana benzeyen kopyalarla savaştım, bu da ana planın bir parçasıydı tabii, amaç orjinal olanı güçlendirmekti, yani beni.

Üç yenilgi hatırlıyorum, henüz farklı boyutların portallarını açabilme yeteneğim ile ilgili hiçbirşey bilmediğim yıllardı. Birincisi en kalbimi kıran yenilgiydi, lise yıllarımda benim en iyi arkadaşım olmuş Leon Seraphim'lerin şampiyonu seçilmişti, benimle ilgili gerçeği öğrendikten sonra ise bana karşı kışkırtılmıştı, Leon'a zarar vermek istemediğim için yenilmiştim, düşman olmamız beni kahretmişti.

İkincisi Seraphim'in Valkyrie'lerinden birisiydi, kendisini tanıyordum fakat asla onunla savaş alanında karşılaşacağımı düşünmemiştim, bu insanlığımın son kez taciz edildiği olay olmuştu.

Yavaş yavaş bu işin Cennet ve Cehennem'in sonu gelmez savaşı olduğunu anladığımda ise her şeye karşı çok sinirlendim, varoluşum sadece sonu gelmeyen bir savaşta diğer tarafın askeri olmak olmuştu, Leon, geri kalan Valkyrie'ler, Sagrin, Blodia, Rhai gibi pek çok arkadaşım bu savaşın içinde ya canını vermişti ya ruhunu.

İşin bütün mitolojisi o kadar geniş bir ağ örgüsüne yayılıyor ki, bunları günlüğüme kaydederken aklımda toparlamam bile saatleri aldı, kendi kendime bir liste çıkarttım;

- 14 Yaşımda o gece yaptığım ayin.
- Orexis'in Cehennem Konseyi kararıyla Dünya'da bir insan bedeninde yaşamaya hapsolması.
- Orexis ile birleştikten sonra güçlerimi kullanmayı öğrenmem.
- Benim gibi güçleri olan gençlerin katıldığı, bu gençler arasından şampiyonların seçildiği Crone Sınavı.
- Crone Sınavı süresince seçilenlerin arasında geçen savaşlar.
- Crone'un benim tarafından öldürülüp Lilith Corp.'tan "İş Teklifi" almam.
- Athena'nın kendini ilk kez bana görünür kılıp kılıcım Strife'ı takdim etmesi
- Lilith Corporation emrinde geçen 2 sene.
- D-Gene Deneyi ve Lilith Corporation'dan ayrılmam.
- Seraphim'lerin Dünya'ya inişi.
- Athena'nın bana bütün bu olanların sebebinin Cehennem ve Cennet'in sonu gelmez savaşı olduğunu anlatması.

Bundan sonra olanlar yazıldığı zaman kağıt üzerinde o kadar saçma görünüyordu ki yazmak gerçekten yersizdi, kim inanacaktı ki? Niye bunları yazdığımı bile bilmiyorum.

En iyisi bırakmaktı, en iyisi...

Archie Cane 20xx


Hiç yorum yok: