20.05.2009

Wilburdey III


"Sokağın karşısındaki büfeden kendisine bir paket sigara aldı ve evine doğru yürümeye başladı, temiz işçiliği sayesinde takım elbisesinde tek bir kan lekesi bile yoktu."


Her adımında hissediyordu, kendisinin Dünya üzerindeki önemini, diğer insanlardan farkını, üzerine yüklenmiş sorumluluğun ağırlığı onu yavaş yavaş bunalıma götürüyordu. Dünya'daki varlığı süresince bir şekilde değişime katkıda bulunması gerekiyordu. Bunun için büyütülmüştü, yaratılma amacı buydu.

Angaryacı departmanı için seçildiğinde bundan nefret etmişti, Angaryacılar genellikle akademik testlerde başarısızlık gösteren bir işe yaramayan kişilerdi ve kendisini bu yüzden çöpe atılmadan geri dönüşüm kutusuna atılan birisi gibi hissetmişti.

Neden böyle olmuştu ? Bütün akademik testlerde yüksek puanlara sahipti, Lilith Corp. Felsefe ve Varlık okulundan 2.likle mezun olmuştu.

Fakat bir Angaryacı olarak seçilmişti, ve bir süre sonra yaptığı işte en iyilerinden birisi haline gelmişti, Angaryacı Departmanın'da ders kitaplarında okutulacak kadar işini iyi yapan bir gurur figürü.

Seneler geçtikçe kurbanlarını daha iyi kesmiş, kamuoyuna tartışacak konular yaratmış, insanlar arasında terör salmış ve düzenin devamına katkıda bulunmuştu ve bu yönü en azından angaryacılığın gurur duyulası tarafıydı.

Fakat bazen hala düşünüyordu Wilburdey, keşke daha farklı yerlerde olabilseydi, "Şeytan Geni" taşıyan çocuklardan birisi olarak doğup bir kral muamelesi görebilirdi, farklı bir yaşamı olurdu.

Bu olmamıştı, dehasına ve parlak gelecek vaatlerine rağmen Lilith Corp. onu bir "Angaryacı" olarak atamıştı ve bununla yaşamak zorundaydı.

Ama bütün bunlar onun hissettiği "Önemli olma" hissini kıramıyordu, yarın akşam gazeteler ve haberler en son avından bahsedeceklerdi çünkü...

Hiç yorum yok: