31.01.2011

Ruh Üşümesi II

Tekrar zamanı geri alıp baktığımda, hatalı olduğumu görüyorum. Bazı zamanlar neyin önemli olduğunun farkında olup bunu belli etmiştim, çoğu zaman ise, sadece anı yaşamıştım.

Artık yapabileceğim bir şey yok tabii, bu hayatım boyunca pişman olacağım hatalardan birisi, zaten yaptıklarımın üzerinden 1.5 yıl geçti.

Bunun üzerine yazmak,düşünmek,kafa patlatmak istemiyorum artık, olanlar oldu ve galiba hatanın büyük kısmı benim yaptıklarımdan oluşmakta.

Bunun daha önce de farkındaydım, sadece kendime söyleyecek cesaretim yoktu bu yüzden seni suçladım. Fakat sevdiğim, özlediğim sen değilsin, bunun farkındayım. Benim sevdiğim, özlediğim senin kafamda yarattığın yansıman, bir hayale duyulan çocukça bir özlem aslında, bazı zamanlar insan iç güdüsü ile bezenmiş bir özlem belki.

Duygusal olarak insanlardan, basit duygulardan bu kadar kopuk bir insan haline gelmemin sebebi bu olay mıydı yoksa ben başından beri böyleydim, sen bana bir insanı sevebilme potansiyelimin olduğunu mu göstermiştin?

Hoş, günümüzde zaten insanlar birbirinden kopuk değil mi? En azından ben bu konuda samimiyim. İnsanlar kendi merkezlerinin içine çelik duvarlar çekmiş halde yaşayıp, dışarıda sadece bir yansımalarını göstererek hayatlarını devam ettirirken ben dış ve iç yapımın soğuk metalden olduğu kanaatine vardım.

Şurada yazdığım bütün ruh halleri, bütün hikayeler, bütün anılar aslında sanki içinde fırtınalar kopan bir insanın yazdıkları gibi, fakat durum tam tersi. Sadece insanlığa dair olan duyguları dijital bir yüzey üzerinde aktarabilen birisiyim büyük ihtimalle. Aynaya baktığım zaman bana geri bakan yansımam da bir gerçeklik göremiyorum, sadece sahte, bir takım şeyleri numaradan hissediyormuş gibi gösteren, tahtadan bir Pinokyo gibiyim. Önceleri bunun depresyon olduğunu düşünürdüm, uzun süreli, asla bitmeyen bir depresyon. Durum bundan daha vahim, bu benim yapım, ben kendim, hissiz, insanlıktan uzak bir insanım.

Sonum ne olacak bilmiyorum tabii ki. Ben yaşamda, insan ilişkilerinde, harcanan saatlerde, özel günlerde ve daha bir çok şey de anlam arıyorum hala, bulabildiğim zaman mutlu olacağım sanırım.

Şimdilik en önemli varlığım, kafamı yastığa koyduğumda kendimi ait hissettiğim, yazıya dökemediğim, hayali dünyalarım.

Hiç yorum yok: