13.11.2010

Ruh Halleri VI

Benim de basit hayallerim var, son iki yıl içinde küçük şeylerden zevk almayı öğrenerek en iyisini yaptığımı düşünüyorum bazı geceler.

Kendime yetebilecek kadar para, ufak bir oda, bir bilgisayar, küçük bir ısıtıcı, demlik, sigara ve yiyecek alabileceğim cep harçlığı, ben bunlar ile hayatımın sonuna kadar mutlu olabileceğimi düşünüyorum.

Küçük düşünüyorum, hep küçük düşündüm, kendimi sınırlamanın verdiği o bilindik his her zaman beni mutlu etti, her zaman beni sakinleştirdi, çünkü neler olabileceğini biliyorum, sınırları biliyorum, mutlu olmak çok zor bir şey değil.

Geçen gün bilgisayar başında üşüdükten sonra yatağıma, battaniyemin altına girdiğimde gecenin bir yarısı kahkahalar ile gülmeye başladım, bu tamamen saf mutluluktan olan bir kahkahaydı, kimsenin duymayacağı ve sadece kendime ait, samimi bir kahkaha.

Çünkü odamdaydım, çünkü demlikteki çayın altını yeni söndürmüştüm ve hala çevresine ısı saçıyordu, çünkü yatağımda yatarken sigaram, sigaramı koyabileceğim bir küllük ve mışıl mışıl uyuyan iki kedim vardı.

Çünkü arkadaşlarım vardı, daha geçen gün beraber sarhoş olup Erenköy'de gecenin bir yarısı beraber dolaştığım.

Çünkü yatağıma yatıp, elime o çok sevdiğim çay dolu kupamı alıp saatlerce film izleyebiliyordum, çünkü ben kendi paramı kazanabiliyordum, çünkü Hasan'ın komik ve oldukça saçma şakaları vardı, çünkü Guido sonsuza kadar Amerika'da kalmayacaktı, çünkü günün birinde Toronto'ya gitmeye karar vermiştim, çünkü ben çizim yapabiliyordum, çünkü Özgün ile sabahlara kadar sırf onu sinirlendirip, çenesini açtırıp eğlencesine tartışabilirdim, çünkü 7.Seviye bir Paladin karakterim vardı, çünkü DCD kötü sonuçları olabilecek bir kavgadan sağ salim kurtulmuştu, çünkü insanlar vardı ve beni her şeye rağmen bu tarz ufak detaylar mutlu ediyordu. Çünkü şunu biliyordum, benim sigaram bittiğinde her zaman Serim'den alabilirdim, Serim'in parası bittiğinde, her zaman herhangi birimizden alabilirdi, çünkü Aydın bize ertesi gün değişik bir hikaye anlatabilirdi, rakı kadehlerimizi tokuşturup gecenin yarısında Kadıköy'ü inleten kahkahalar atabilirdik, çünkü daha izlenecek onca kötü B-Filmi, kült film, oynanacak onca oyun, paylaşılacak onca anı, içilecek yüzlerce litre çay, edilecek onlarca muhabbet vardı, çünkü hayat güzeldi, çünkü yarın veya başka bir gün, aşkı ve sevgiyi küçümseyen, yeren, bir "vakit kaybı" olarak gören ben bile güzel bir kıza aşık olabilirdim.

Çünkü şimdi gecenin dördü, hayattayım ve mutlu olmamam için önümde bir engel göremiyorum.


1 yorum:

Ahmet Kamil Keleş dedi ki...

Tanrı kedileri ve diğer evcil hayvanları, ısıtıcı cihazları, sanatı, arkadaşları, anlayışlı ebeveynleri, küçük mutlulukları ve kahveyi korusun. Çayı korumasa da olur, pek sevmiyorum çayı.