4.04.2010

Gün 1

Genç adam yavaşça masasının başına geçti ve bir fotoğraf albümü çıkarttı çekmecesinden, pek çok fotoğraf taşıyordu bu albüm, kimileri zaman kadar eski, kimileri fazlası ile kadim. Kendisine kısa süre önce bir ofis almıştı, bu ofis onun hem evi hem çalışma mekanıydı, burada dosyalarını düzenliyor, müşterileri ile görüşüyor, bir yandan kayıtlarını tutuyordu yaşamının parçalarının.

Bütün olan ve bitenlerden sonra, hikayesi zaman içinde kaybolup gitmemeliydi, en azından elinde kayıtları olmalıydı.

Genç adam masasının üzerinden sigara pakedini aldı ve bir adet sigara çıkarttı, siyah bir çakmak ile usulca yaktığı an bütün odaya zehirli duman saçıldı, akşam güneşi dumanın içinden geçti ve odaya nostaljik bir görüntü hakim oldu. Genç adam sigarasından uzun bir nefes aldı ve tam bu sırada ofisin kapısı çaldı.

Adam uzun uzun bir iki nefes daha çekti sigarasından ve konuştu;

"Kapı açık, girebilirsiniz."

İçeri en az 22-23 yaşlarında görünen genç bir kadın girdi, çapraz asılı çantası ve kısa siyah saçları vardı. Zayıf görünüyordu, uzun boyu yüzünden yürüyen bir sopa gibiydi, suratı çekiciydi, kemikli, simetrik. Gözlerinin rengini algılayamadı, kahverengiydi veya ela. Sonuç olarak çekici bir kadındı. Titrek bir sesle konuştu;

"Merhaba bay Arcane, röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim, sizi bulmak gerçekten çok zor oldu..."

Arcane denilen adam nereden baksanız kadın ile aynı yaşlardaydı, oldukça genç görünüyordu, onun belirttiği yaşta olmasına imkan yoktu, beyaz teni, siyaha kaçan kahverengi gözleri ve bir erkek için fazla feminen bir surata hakimdi, orta uzunluktaki siyah saçları ve uzun yana yatmış perçemleri müzik kanallarındaki şu garip emo tiplere benziyordu, ciddiye alınacak bir tipi yoktu, özellikle üzerindeki siyah palto ve yüzüklü parmaklarındaki sigara ile çakma bir falcı gibi görünüyordu. Fakat gözlerinde kadını rahatsız eden bir şey vardı, tam kestiremiyordu fakat bu adam kadını küçük görüyordu sanki, gözleriyle onu aşağılıyordu, gözleri binlerce yaşamı içinde barındıran bir evren gibiydi ve hepsi ona oradan bakıyorlardı, yardım çığlıkları atarak.

Adam sigarasından bir nefes daha alıp konuştu;

"Sizi ben çağırdım sevgili Oppenheimer, paranormal araştırmalara olan ilginizin farkındayım, uzun süredir Okült araştırmalar ve Ezoterik bilgiler ile ilgili kitaplar çıkartmaktasınız, çoğunu okudum ve hatta belirtmeliyim çoğu yazdığınız şey yanlış, buraya sizi çağırdım çünkü Dünya üzerinde yazdıklarınızı okuyan ve ciddiye alan bir kitle var, size zengin olma fırsatı sunuyorum, bu en orjinal hikaye ile milyonlar kazanacaksınız, benim ise tek istediğim bunu yazmanız..."

Kadın bu adamın uzun zamandır peşindeydi, Aleister Crowley'den sonra Dünya üzerine gelmiş en büyük Okült araştırmacılarından birisiydi bu adam, farklı isimlerle yayınladığı kitapları yüzünden asla kendi gerçek ismine ulaşamamıştı, belki Arcane bile onun takma ismiydi, önemli olan onu bulmuş olmasıydı, bu adamın anlatacaklarından gerçek anlamda bir servet kazanabilirdi, sadece kitabın Arcane'in anlattıklarından yazılmış olması bile çok satanlar listesine ilk aydan girmesi için adaydı.

"Bay Arcane, sizin eserlerinizi küçüklüğümden beri okuyorum, ben 14 yaşındayken ilk yayınladığınız kitap olan Tanrıların Gözyaşları başucumdan eksilmezdi, senelerce orada yazdıklarınızın gerçek olduğunu iddia ettiniz, fakat benimle aynı yaşta görünüyorsunuz, o yaşta bütün bunları yazıp hala nasıl genç görünüyorsunuz? Bu işte bir gariplik var..."

Arcane hafifçe gülümsedi, içten pazarlıklı ve dürüst olmayan bir gülümsemeydi;

"Bugün, bundan sonraki günlerde, haftalarda ve yıllarda yapacağımız oturumlarda size tamamen samimi ve açık olmak istiyorum, size ne dersem inanmanızı istiyorum çünkü bu işi yürütebilmemizin başka yolu kesinlikle mevcut değil, benden şüphe ederseniz ortaklık yapamayız ve hayatınızın eserini yazamazsınız, aklınızda sorular var, biliyorum, önümüzdeki günlerde ben anlattıkça hepsi cevaplanacak..."

Kadın hafifçe sırıttı.

"Sizde yazarsınız, neden kendi hikayenizi kendiniz yazmıyorsunuz peki?

Adam sigarasını söndürdü ve ayağa kalkıp eski moda, duvar boyunda camının önüne yürüdü, akşam güneşi saçlarına vuruyordu.

"Ben bir anı bırakmak istiyorum, bir günce. Fakat bunu benim yazdığım bilinmesin istiyorum, sebeplerini paylaşmayacağım, belki ileride, kabul ediyorsanız hemen başlayalım, etmiyorsanız bu projemden vazgeçeceğim."

Kadın panikledi, altın yumurtlayan tavuğu bulmuşken onu soğutmak olmazdı.

"Hayır, tam aksine, bu büyük bir onur, ben sizin karakterlerinizi okuyarak büyüdüm, Ezreal, Orexis ve Lilith benim çocukluğumun karakterleri oldular, hatta bakın...

Kadın hafifçe gömleğinin kolunu aralayıp bir dövme gösterdi, Arcane yaklaştığında bu dövmenin karakterlerinden Orexis'in sırıtan iblis suratı olduğunu farketti.

"Hoş..." Dedi Arcane sesini incelterek ve devam etti;

"Bu işi yapacaksak en azından 1 senelik bir sözleşme yapacağız, her gün işe gider gibi benim evime gelecek, o günün hikayelerini dinleyip benim söylediklerimi yazacaksın, sana şu anda çalıştığın kurumlar ne veriyorsa iki katını vereceğim her ay, iş bittiğinde ise daha fazlasını, miktarı kendin belirlersin, para benim için sorun değil."

Kadın yutkundu, heyecanını belli etmemeliydi, hayatı kurtulmuştu...

"Çok düşüncelisiniz, ne zaman başlayacağız peki?"

Arcane bir sigara daha yaktı ve kadının karşısına oturdu, adam yakından oldukça hasta bir görüntü sunuyordu.

"Şimdi, ses kayıt cihazın vardır umarım?"

Kadın çantasından ufak bir alet çıkarttı.

"Evet, burada."

Adam hafifçe gülümsedi ve sigarasından derin bir nefes çekti.

"Herşey Aralık 2002 yılında başladı..."

Hiç yorum yok: